2 Kasım 2010 Salı

Çizgi Film ve Yapılışı

Daha önceki senelerde pembe panter, heidi, ayı yogi, vikingler, temel reis, sinbad, red kit gibi çizgi karakterleri izleyerek büyüyen çocuklar bugün bugs bunny, bakugan , caillou , şimşek mekkuin , ben 10 , donalt amca, tweety, mickey mouse, tom ve jerry, Şirinler, Şeker kız candy ve tazmania canavarı gibi çizgi film karakterlerini izliyor. İzlemekle kalmıyor, çizgi kahramanların figürleri ile bezenmiş ürünleri satın alıp, onların resimlerinin olduğu tişörtleri giyiyor, üzerinde tom ve jerry'nin olduğu bardaktan sütünü içiyor, donalt amca'lı kalemleri, silgileri kullanıyor.

Kendine has büyüsü ile çizgi filmler, çocukları içinde bulundukları hayal dünyasından alıp, kurgulanmış bir başka dünyaya taşıyor. hem de neredeyse yasa haline gelmiş kuralları ile birlikte. bilinen tesadüfler, korku seansları, kovalamacalar ve güldüren sevimli aksilikler çizgi dünyasının vazgeçilmez kurallarıdır adeta... nitekim, çizgi filmlerde havada asılı kalan biri bu durumun farkına varıncaya kadar yere düşmez mesela... korku anında bütün tabiat kanunları etkisiz hale gelir; bir kötü ses çizgi karakterin dimdik havaya sıçramasına neden olur; bu hareket genelde bir avizenin kordonunda, bir bayrak direğinin ucunda ya da bir ağacın tepesinde son bulur. ayrıca, bir kedi bulunduğu kabın şeklini alabilir, farenin girdiği deliğe pekala o da girebilir. eylem her ne olursa olsun eğlenceli bir tarafı muhakkak vardır.

Çizgi filmlerin en iyi takipçisi çocuklardır şüphesiz ki. onların hayal dünyaları, hayata karşı savunmasız tavırları çizgi filmlerden etkilenir ve kendi içinde belli bir şekil alır. hayatımızın her döneminde kendine yer edinen çizgi filmlerin nasıl yapıldığını, evrensel dil olarak kabul edilen bu renkli çizgilerin ne amaçla kullanıldığını, dünyada ve türkiye'de çizgi film sektöründe neler olup bittiğini, bu zamana kadar neden dünyaca tanınan bir türk çizgi film kahramanı olmadığını merak ettiniz mi hiç? İşte renkli çizgilerin gerçek dünyası...

walt disney'in hedef kitlesi

Çizgi dizilerin hayatımızdaki yeri 1960'lı yıllara uzanıyor. kökeni çok da eskiye dayanmamasına rağmen kendi içindeki gelişimi ve yeniliklere açık olması, çizgi film sektörünü kısa zamanda büyüttü ve uluslararası pazarda sağlam bir yer bulmasını sağladı. bugün, sektöre walt disney, warner bros, paramount pictures gibi yapım şirketlerine ait kahramanların çizgi filmleri hakim. Çocukları sevindirip eğlendirmeyi hedeflese de çizgi film sektöründe maddi çıkarlar göz ardı edilemeyecek kadar büyük.

Çizgi film piyasasını büyük oranda elinde bulunduran yapım şirketi walt disney. bu şirketi, sırasıyla japon animeleri, warner bross, looney toons ve paramount pictures izliyor. aslında görünen iki dev var. bunlar walt disney ve japon animeleri. eskişehir anadolu Üniversitesi animasyon bölümü öğretim üyesi tahir aksoy, walt disney ve japon çizgi filmlerinde iki farklı yaklaşımın olduğunu iddia ediyor. aksoy'a göre, walt disney'in genel hedef kitlesi çocuklar. animelerinki ise hızlı yaşayan özgür gençlik. elbette, sadece gençler için çizgi film yapıyorlar demek de yanlış.

bir saniye için 25 resim çiziliyor

walt disney'de dünyanın en iyi animatörleri çalışıyor. bütün çizgi filmler, devasa stüdyolarda her biri kendi alanında başarılı 150 ila 200 kişi tarafından hazırlanıyor. her bir saniye için 25 resim çiziliyor. bu da görüntü kalitesini yükseltiyor. japon animeleri ise, birbirinden bağımsız şirketler tarafından yapılıyor. pazara hakim bir şirket yok. japon çizgi filmleri çocuklar kadar gençlere ve yetişkinlere de hitap ediyor. japonlar, bir saniye için ortalama 12—16 resim kullanıyor.

walt disney'de yapılan çizgi filmin bir dakikası 6 bin dolara mal olurken, japon filmlerinde bu maliyet 3 bin 500 ila 4 bin dolar arasında değişiyor. fransa ve japonya'da yapılan çizgi filmlerin yüzde 70'inin maliyeti devlet ve özel kuruluşlar tarafından karşılanıyor. yıllık cirosu yaklaşık 60 milyar dolar olan walt disney ise devlet desteği almıyor; çünkü 1970'lerde ürettiği çizgi filmlerin bile gösterim hakkını satarak büyük kazançlar elde ediyor. ayrıca bol oscar ödüllü film şirketleri, televizyon kanalları ve disneyland'lerden yüklü paralar kazanıyor.

sektörün mali boyutu büyüdükçe yapımcılar, hem kaliteli hem de prestijli çizgi sinemalara yöneldi. oscar'a layık görülen başarılı eserlere imza attılar. Örneğin, bu ödülü alan warner bross'un aslan kral'ı (lion king) bütün dünyada izlenme rekoru kırdı. walt disney yapımı kayıp balık nemo da 850 milyon dolar gişe hasılatı yaptı. bu rakamı, sadece 11 oscar’lı yüzüklerin efendisi geçebildi. japon yapımı "ruhların kaçısı" çizgi filmi de hem oscar'ı hem de altın ayı ödülünü almayı başardı.

türkiye'de çizgi film sektörü ne durumda?

dünyadaki gelişmelerin aksine türkiye'de ne çizgi film sektöründen ne de alt pazarlarından bahsetmek mümkün... sektör, birbirinden bağımsız küçük stüdyolardan ve atölyelerden oluşuyor. Üretim ise yok denecek kadar az. televizyonda yayınlanan çizgi dizilerin neredeyse tamamı amerikan ve japon ürünü. Ülkemizde ayda 2 bin saat çizgi film gösterimi yapılıyor. bunların yüzde 1'i bile yerli yapım değil. gösterilen çizgi filmlerin yüzde 60'ı japon, geri kalanı da amerikan yapımı.

türkiye'de bu zamana kadar yapılmış tüm yerli yapım çizgi filmler dört saatten fazla değil. televizyon kanalları da yerli yapımlar olmadığı için yabancılara ait çizgi filmleri yayınlamak zorunda kalıyor. sera prodüksiyon yapım Şirketi ve çizgi film pazarlama şirketi sahibi İlker demirel, pazarlamaya çalıştığı 200'ün üzerindeki çizgi filmden sadece otuzunun yerli yapım olduğunu söylüyor.

bir türlü çıkmayan çizgi film yasası

türkiye'de yerli çizgiler ancak 20 saniyelik reklam filmlerinde gösteriliyor. animatör ağırlıklı ders veren tek okul eskişehir anadolu Üniversitesi Çizgi film ve animasyon bölümü. 14 yıl önce açılan okuldan bugüne kadar 200 öğrenci mezun oldu. Çizgi film sektörü olmadığından, mezunların hemen hemen hepsi ya film yapım şirketlerine ya da reklam ajanslarına yöneliyor. yerli çizgi filmler elle, düşler evi, elif video, anatolia, adım prodüksiyon, sera prodüksiyon gibi yapım şirketleri tarafından üretiliyor.

devlet desteği neden sona erdi

hiçbir destek almadan ayakta durmaya çalışan bu şirketler, çizgi dünyasının türkiye'de sektör haline gelememesini 'çizgi film kanunu'nun çıkmamasına bağlıyor. Çizgi film yapımcıları 8 yıldır bu kanunu bekliyor. kanun çıkarsa, tüm televizyon kanalları yüzde 5 yerli yapım çizgi film gösterimi yapmak zorunda. söz konusu kanun bütün ülkelerde olmasına rağmen türkiye'de yok.

kültür bakanlığı ve trt, 1990'larda yerli yapım şirketlerine çizgi film siparişi vermişti. ama, zaman içinde bakanlık da trt de desteğini çekti. "düşler evi" çizgi film yapım şirketinin sahibi orhan bal, desteğin bitmesini şöyle anlatıyor: "kültür bakanlığı ve trt'nin sayesinde stüdyolar açıldı. devlet çizgi filmlerin karşılığında iyi paralar ödedi. peşpeşe gelen krizler ödemelerin kesilmesine sebep oldu. bir de sektöre uzak kişiler yapım şirketi kurarak hazırladıkları kötü çizgi filmleri devlete satarak para kazandılar. bu dönemin etkisini çıkamayan yasa ile hâlâ yaşıyoruz."

kültür bakanlığı bizimle ilgilenmiyor

kültür bakanlığı, çizgi film sektörüne yeterince destek vermediği eleştirilerine katılmıyor. konuyla ilgili olarak yazılı bir açıklama gönderen bakanlık, mevcut kaynaklar doğrultusunda gerekli desteğin yapıldığını; ancak proje destek fonuna çizgi film yapımcılarının rağbet göstermediğini savunuyor. verilen bilgiye göre, son beş yılda 150 başvurudan sadece beşi çizgi film projesine ait. 2004'te ise bakanlığa çizgi film için sadece 3 başvuru yapılmış.

15 yıldır animatörlük yapan zafer kalkın'ın iddiası aksi yönde. 15 bölümlük nasreddin hoca çizgi filmi yaptıklarını, fakat yayınlanmadığını söyleyen kalkın, "kültür bakanlığı ile ormandaki apartman, hezarfen Çelebi gibi çizgi filmlerde çalıştık. götürdüğümüz projelere bakılmıyor bile. masanın üzerine bırakıp gitmemiz söyleniyor. bırakın desteği, projelerimizi tam anlamıyla sunamıyoruz" diye konuşuyor.

1992 yılından bu yana fatih sultan mehmet, sonsuza yolculuk gibi yerli çizgi film çalışmaları yapan animatör ahmet kaya, çizgi filmin çok masraflı bir iş olduğunu belirterek mütevazı bir çizgi filmin dakikasının 4 bin dolara mal olduğunu söylüyor. kaya, türkiye'de çizgi film sektörünün yüksek maliyetten ötürü gelişemediğinin altını çiziyor: "Çizgi filmi 20 bin dolara mal ediyorsunuz. eğer şanslıysanız yarı fiyatına satabiliyorsunuz. bu iş için dört yıl savaştık. İslami konulara sahip çizgi filmler yaparak bu alandaki boşluğu doldurmak istedik. ama olmadı."

zafer kalkın, maliyeti yüzünden sektörün gelişemediği konusunda ahmet kaya ile hemfikir. kalkın'a göre, türkiye'de insanlar kolay yoldan para kazanmaya alışmış ve çizgi filme milyonlarca dolar yatırıp sonra da bu paranın geri dönmesini bekleyecek kadar sabırlı değil.

en iyi pazarlamacı walt disney

Çizgi filmi yapmak kadar onu pazarlamak da büyük maharet istiyor. bir çizgi filmi tek bir kanala satarak maliyetini karşılamak mümkün olmadığından iyi bir pazarlama yöntemi ile yerli ve yabancı piyasalara açılmak gerekiyor. pazarlama ayağı güçlü olduğunda bir film, maliyetinin on katı kadar para kazandırabiliyor. walt disney'i sektörün lideri yapan en önemli faktör, uluslararası pazarlama tekniklerini çok iyi kullanmasıdır. türkiye'deki yapım şirketleri ile sponsor firmaların en büyük handikapı da burada.

animatör orhan bal pazarlama problemini, çizgi film sektörünün olmamasına bağlıyor. sermaye sahiplerinin ya da devletin sahip çıkması gerektiğini dile getiren bal, "uluslararası çizgi film ve animasyon fuarları oluyor. bütün uluslar kendi çalışmalarını pazarlıyor. biz şimdiye kadar endonezya ve malezya'ya fuarlar aracılığıyla filmlerimizi sattık. eğer hepsine katılabilme gücümüz olsaydı dünyada çizgi filmlerimizle tanınıyor olabilirdik" diye konuşuyor.

kiloyla alınan çizgi filmler

yerli sektörün kanayan yaralarından biri de televizyon kanallarının yerli çizgi filmleri tercih etmemesi. animatör ahmet kaya televizyon kanallarının işe tamamen ticari yaklaştığını belirterek, "yurt dışına çıkıp kilosu 2 bin dolara çizgi film satın alıyorlar. buradaki stüdyolarda seslendirip kullanıyorlar. İstisnasız hiçbir kanal hassas davranmıyor" diye konuşuyor. ella'dan abdullah koçyiğit de aynı konuya temas ediyor ve televizyonların çocukları düşünmediğini dile getiriyor. "televizyonlar 300 dolara çizgi film alıyor. hâlâ 1970'li yılların çizgi filmleri gösteriliyor" diyen koçyiğit'e göre suçlu televizyonlar. Çünkü, talep olsaydı sektör gelişecekti.

gün içinde yayınladığı uzun süreli çizgi film kuşaklarıyla dikkat çeken show televizyonu programlar birimi, bu eleştirilere katılmıyor. yerli yapımcıların değerlendirmelerini haksız buluyor ve çizgi film piyasasında bir tekel olduğunu hatırlatarak sektörün yabancı şirketlerin kontrolü altında olduğunu vurguluyor.

türk çizgiler ortadoğu pazarında

türkiye'de, yerli çizgi filmler genelde samanyolu ve kanal 7 gibi kanallarda izleyicinin karşısına çıkıyor. bir de ortadoğu ülkelerinde kendine yer buluyor. halihazırda çizgi filmlerimiz İran, suudi arabistan, endonezya, malezya, irak, tunus, mısır, Ürdün, tayvan gibi ülkelerde gösteriliyor. sinemada olduğu gibi çizgi filmde de gelişmiş tek müslüman ülke İran. diğer ülkelerdeki boşluğu türklerin yaptığı çizgi filmler dolduruyor. ayrıca, bu işi öğrenmek için irak, suudi arabistan, tunus, Ürdün, cezayir, mısır, endonezya gibi ülkelerden gençler türkiye'ye geliyor. amaçları, yapım şirketlerinde çalışıp öğrendikleri bilgileri ülkelerinde uygulamak. bu geri dönüşümden dolayı İslamî çizgi film açısından ortadoğu ülkelerinde bir canlanma görülüyor.

animatör orhan bal, animasyon açısından türkiye'nin müslüman ülkeler arasında en iyi olduğunu, çizgi filmlerimizin türkiye'de görmediği ilgiyi ortadoğu ülkelerinde bulduğunu söylüyor: "İslam dünyası çizgi filme aç. İran'da devlet destekli bir stüdyo var. suriye'de küçük işler yapan 2—3 stüdyo, endonezya ve suudi arabistan'da da yeni yeni başlayan çalışmalar var. İran'daki fuarda büyük ilgi gördük. fil vakası, Şeyh Şamil, ella'nın yaptığı fatih sultan mehmet iyi yapımlar olmasa da çok tutuldu. Örneğin barbaros hayrettin paşa çizgi filmi tüm İslam ülkelerine satıldı."

"elle" en eski yapım şirketi

ortadoğu ülkelerinde ilk olarak pazar bulan yapım şirketi elle prodüksiyon. 1982 yılında suudi arabistan'daki zengin kişilerin desteğiyle kurulan elle, türkiye merkezli bir şirket. Şimdiye kadar 24 çizgi film üretti ve bunları İran hariç bütün İslam ülkelerine ve abd, İngiltere, avustralya gibi batılı ülkelere pazarladı. ortadoğu ülkelerine pazarlanan filmlerde genellikle tarihi konular işleniyor, büyük İslam alimlerinin hayatları anlatılıyor. bunlar arasında sonsuza yolculuk, İnci adası, ali baba, toraman ve afacan Çocuk gibi kurgusal çizgi filmler de yok değil. fatih sultan mehmet çizgi filmi sadece suudi arabistan'da 250 bin adet satılmış.

elle Çizgi film yapım Şirketi türkiye müdürü abdullah koçyiğit, yaptıkları eserleri, "ideolojinin olmadığı, tarih ve sosyolojinin ön planda olduğu" çizgi filmler olarak nitelendirerek, "aslında, renkli çizgilerle, 'iyi bir insan nasıl olunur'u anlatıyoruz" diye konuşuyor. ortadoğu pazarına giren bir diğer şirket ise elif video. karagöz, masal bahçesi, kestane sultan, binbir gece masalları, Önder İnsanlar ve hay bin yeksan gibi çizgi filmleri pazarlayan elif video'nun sahibi ali osman emiroğlu, çizgi filmin türkiye'de sektör olamayacağını savunuyor.

Çocuklara çizgi film yapmıyoruz

yerli çizgi film sektörü yavaş da olsa dışa açılıyor. ancak, hiçbir şirketin çizgi dizisine imza atmaması hayli düşündürücü. sebebi ise yüksek maliyetler ve dizi karakterlerinin zihinlere yerleşmesinin zaman alması... bugüne kadar yapılanları eleştiren çizgi film pazarlamacısı İlker demirel, türkiye'deki sektörün çocuklar için çizgi film yapmadığını savunuyor. hareketlerin bir çocuk için ağır kaçtığını öne süren demirel, "Çocuklar için yapılan çalışmalar sadece keloğlan, ali baba, nasreddin hoca gibi çizgi filmler. biz ne kadar çocuklar için yaptığımızı iddia etsek de aslında yetişkinlere hitap ediyoruz. kendi içimizde bir değişim yaşamalıyız" diye konuşuyor.

Çizgi filmlerin evrensel bir dili olduğu muhakkak. herhangi bir dilde yayınlanan bir çizgi filmdeki hareketler, mimikler ve genel tasarım, insana aynı dili konuşuyor hissini veriyor. kısa çizgi film ve animasyonlardan oluşan "animatürk" sitesinin yapımcısı mehmet Şenocak, anlatmak istenilen bir şeyin çizgi filmle en etkili ve kolay yoldan anlatılabileceğini söylüyor.

evrensel dili kötüye kullanıyorlar

ancak, evrensel bir dil haline gelen çizgi dünyası istismara da açık bir alan. Özellikle hedef kitlenin "çocuk" olması dikkatlerin bu sektör üzerinde yoğunlaşmasına sebep oluyor. ella'dan abdullah koçyiğit, evrensel dili yabancıların kendi kültürlerini empoze etmek için kullandıklarını öne sürüyor. Çizgi filmin uzmanlık gerektiren bir alan olduğunu belirten koçyiğit, "batı, kendi kültürünü yaymak için evrensel dili kullanıyor. kendi kültürünü bu yolla üçüncü dünya ülkelerine pazarlıyor. dolayısıyla çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından destekleniyor" diye konuşuyor.

Öğretim üyesi tahir aksoy, çizgi filmi iletişim aracı olarak kullanılmaya en elverişli alan olarak görüyor. bu konuda japon animelerinin kendi kültürlerini anlatmak için başarılı biçimde kullanıldığını söyleyen aksoy'a göre, "pokemon" adlı çizgi filmin tek derdi oyuncak ve kart satmak. eğitelim, mesaj verelim gibi bir kaygısı yok. tahir aksoy, bu zamana kadar evrensel dilin sadece 'karınca z'de kullanıldığını da sözlerine ekliyor.

Çizgi filmi, taşıdığı içeriğe göre değerlendirmek gerektiğini söyleyen mehmet Şenocak, evrensel dilin zaman zaman iyi şeyler için de kullanıldığına dikkat çekerek 'pinokyo' filmini örnek gösteriyor. pinokyo gibi bir çizgi filmde, yalan söylemenin ne kadar kötü olduğunu öğretiliyordu. animatör ahmet kaya evrensel dili kültür empoze etmek maksadıyla kullananlardan şikayetçi. kaya, "Çocuklara iyi şeyler veren çizgi diziler de var. ama geneli şiddet ağırlıklı. bizim kültürümüzü anlatan filmler yok" diyor.

yeterince önemsenmedi

Çizgi filmlerin çocuklar üzerindeki etkisini araştıran selçuk Üniversitesi İletişim fakültesi öğretim üyesi yard. doç. dr. aytekin can, "Çizgi film ve çocuk" konulu tez çalışmasında, söz konusu filmlerin eğitici özellikleri dışında çocukları eğlendirme ve tüketim maddeleri satma gibi işlevlerinin olduğunu; fakat, çizgi filmin asıl anlamda tamamen kendisi olarak henüz tanınmamış ve kullanılmaya hazır bir sanat biçimi olarak yeni yeni ele alındığına dikkat çekiyor.

aytekin can, çizgi filmlerin ortaya çıkışında, eğlendirirken eğitme kaygısı olduğunu hatırlatarak, 1930'lu yıllarda yaşanan süreci anlatıyor: "miki fare sigara içmez, içki kullanmaz, sahtekarlık yapmaz ve yalan söylemezdi. propaganda aracı olarak kullanılan red—kit'in bir zamanlar ağzından eksik olmayan sigarası, sigara içmenin kötülüklerinin iyice anlaşılmasından sonra, bir saman çöpüne dönüştürüldü."

nerede türk çizgi kahramanımız?

kuşkusuz, çizgi film yapmak kadar belli bir karakteri zihinlerde oluşturmak da önemli. bugün hangi çocuğa sorulsa, bugs bunny, tweety, ayı yogi, tazmania canavarı, tom ve jerry gibi çizgi kahramanları bir çırpıda sayacaktır. İnsanın aklına ister istemez şu soru geliyor: "neden bizim tanınmış bir türk çizgi film kahramanımız yok?"

bu soruyu abdullah koçyiğit, kendilerinin de suçlu olduğunu belirterek cevaplıyor. "biz bu konuda ne araştırma ne de özel çalışma yaptık. tek bir kahramanın üzerinde odaklanmayı düşünmedik" diyen koçyiğit, bu eksikliği şimdi yaşadıklarını belirtiyor ve zaman içinde dünyaca tanınan bir türk kahramanın olacağına inanıyor. animatör mehmet Şenocak'a göre, türk kahramanın ortaya çıkması için sektörün beklediği yüzde 5'lik yerli yapım mecburiyetinin uygulanması lazım.

ali osman emiroğlu, çizgi romanlardan yola çıkarak bir çizgi film kahramanı ortaya çıkarılabileceğini savunuyor. emiroğlu'na göre, eğer çizgi roman kahramanı tanınırsa bunu çizgi diziler ve sinema filmleriyle destekleyerek bir kahraman ortaya çıkarılabilir. damlacık ve toraman adında iki karakter çalışması olan animatör orhan bal, bir kahramanın oluşması için filmin dizi şeklinde olmasının şart olduğunu söylüyor.

sevimli ve bir o kadar da karmaşık çizgi dünyasında yeni gelişmeler, beklenen yasanın çıkmasıyla farklı farklı renklere bürüneceğe benziyor. zamanla canlanan yerli çizgi film camiası belki de ortadoğu'ya tamamen hakim olabilecek. belki de bir türk çizgi film kahramanı yakın zamanda ekranlarda boy gösterebilir ve tarafınızdan sevilmeyi bekliyor olabilir.

Çİzgİ fİlmler nasil yapiliyor?

Çizgi film uğraş gerektiren bir iş. bir çizgi dizinin yapılabilmesi için en az 100 ila 150 kişi arasında bir kadro ve büyük stüdyolar lazım. bir çizgi sinemanın yapım aşaması bir ile bir buçuk yıl arasında değişiyor. maddi açıdan ucuza mal olan çizgi filmlerin maliyeti, sarf edilen emek ve titiz çalışmalar sonucu milyon dolarlara çıkabiliyor. mütevazı bir çizgi filmin bir dakikasının maliyeti 4 bin dolar. bir animatörün aylık maaşı bin ila bin 500 dolar iken bir yönetmenin maaşı 2 bin ila 2 bin 500 dolar arasında değişiyor. bir film çalışmasında 14 birim bir araya geliyor. her bir birimin de yardımcı alt birimleri oluyor.

bir çizgi filmin önce sinopsisi yazılarak senaryo yazar grubuna gönderiliyor. eskizler yapım sorumlusu ve yönetmen tarafından değerlendirildikten sonra senaryoya uygun karakter analizi, tasarımı yapılıyor. yönetmen, sahne ve plan zamanlamasını ve arka plan tasarımını yaptıktan sonra kullanılacak renkler kararlaştırılıyor. layout ressamı arka planı, karakterleri, zamanlama ve kadrajlamanın yapıldığı resimleri çiziyor. animatörler de uç resimleri çizerek hareketin nasıl olacağını kararlaştırıyorlar. Çizilen uç resimlerin ardından ara ressam, hareketin oluşabilmesi için arada kalan boşlukları resimler çizerek dolduruyor. her bir saniye için 25 resim çizildiğini de unutmamak lazım. bitirilen planlar bilgisayara yüklenerek çizgi–zaman uyum testi işlemi yapılıyor ve karakterlerin boyanmasıyla çizgi filmin yapımı tamamlanmış oluyor ve çocukların çizgi film izlemesi için herşey tamamlanmış oluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder